Tarafımıza gelen örneklerden gördüğümüz üzere SGK, İlaç Alım Protokolünün cezai müeyyidelerini düzenleyen 5.3.2, 5.3.5 ve 5.3.10 maddelerini usulünce uygulamamakta; adeta eczacının sahte reçete yazılımına katkısı varmış gibi haksız yere 5 kat, 10 kat para cezaları uygulamakta, 1. kez ve 2. kez uyarı işlemleri uygulayarak 6 ay süreli, 1 yıl süreli fesih cezaları uygulamaktadır.
Protokolün en ağır ceza maddesi olan 5.3.10 maddesi şu şekildedir:
“5.3.10. Eczacı ya da eczane çalışanlarınca Kurumu zarara uğratmak amacıyla kasıtlı olarak Kuruma sahte ilaç fiyat kupürü/sahte karekod, sahte reçete veya sahte rapor fatura edildiğinin tespiti halinde reçete bedelinin 10(on) katı tutarında cezai şart uygulanarak eczacı uyarılır. Tekrarı halinde reçete bedelinin 20(yirmi) katı tutarında cezai şart uygulanarak sözleşme feshedilir ve 1 (bir) yıl süreyle sözleşme yapılmaz.
Ancak, söz konusu sahte ilaç fiyat kupürü/sahte karekod, sahte reçete veya sahte raporun eczacı yada eczane çalışanları dışında üçüncü kişilerin dahili ile Kuruma fatura edildiğinin yapılacak araştırma ve/veya inceleme sonucunda tespit edilmesi halinde, bu madde hükmü uygulanmaz.”
Madde metni incelendiğinde; eczacıya 10 kat ceza ve uyarı işlemi uygulanabilmesinin koşulu, eczacı ya da eczane çalışanları tarafından kasıtlı olarak sahte reçete fatura etmektir. Bu iki unsur bir arada gerçekleşmeden eczacıya ceza uygulanamaz! Nitekim maddenin 2. Fıkrası, konuya açıklık getirerek sahteciliğin eczane dışında üçüncü kişiler tarafından yapılması halinde, cezai işlem uygulanamayacağını, açıkça düzenlemiştir.
Uygulamada ise, SGK’ nın sahte reçete yazılımı işinde eczacı ya da eczane çalışanlarının katılımı olduğu tespit edilmeden bu cezai maddesinin uygulandığını görmekteyiz. Gerçekten, SGK’ nın çok sevdiği cezalardan birisi hali gelmiştir bu sakat uygulama. SGK’ nın cezai işlem uygularken eczacıya dayanak göstermiş oldu soruşturma raporunun, reçetelerin, eczacı lehine ve aleyhine olabilecek hasta, doktor beyanlarının tebliğ ettirilmemesi, verilmemesi, gösterilmemesi de sakat olan başka bir uygulama, o da başka bir yazının konusu olsun.
Yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporlarında ise SGK’ nın yapmış olduğu bu yanlış uygulamanın arkasına düşüldüğünü, hastanın ilaçları o eczaneden almadığına dair, beyanına itibar edilerek uygulanan cezai işlemin yerinde olduğuna, eğer ceza paketinde birden ç.ok eczacı varsa o zaman ceza uygulanmasın ama eczacı da protokolün 3.2.2 maddesi gereği kimlik tespitini gereği gibi yapmamıştır ihmali vardır, diye reçete bedeline eczacının katlanmasına gerektiğine dair birçok bilirkişi raporu ve mahkeme kararları bulunmaktadır. Ne yazık ki bu raporları yazan; eczacının kimlik kontrolü yapma imkanı olmadığını bilen, böyle bir yükümlülüğü olmadığını ve elinde böyle bir donatı olmadığını bilen eczacıdır.
Hemen belirtelim mahkemeler bu yanlış uygulamadan dönmeye başlamış ve çok yakın bir tarihte bir mahkeme fiili duruma yani eczacının çaresizliğine uygun bir karar vermiştir:
“Hasta ……….’ Nın 17/03/2017 tarihli beyanında 28/03/2013 tarih ve 10ZDQMR sayılı reçetelerin bilgisi ve talebi dışında düzenlendiğini, reçetelerin düzenlendiği sağlık kuruluşlarına gitmediğini, ilaçları teslim almadığını beyan ettiği görülmüş ise de; bu hali ile reçetenin sahte reçete kapsamında olacağı, davacı eczanenin sahte reçeteden sorumlu olabilmesi için reçeteyi düzenleyen ile fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettiğinin kanıtlanması gerekip, davalı taraf bu yönde hiç bir delil sunmamıştır.
Davacı eczane kimlik tespiti yapıp, hasta ile aynı soyadı taşıyan ve TC kimlik numarası reçete arkasına yazılan kişinin hasta yakını olduğu düşüncesi ile ilaçları teslim etmesi karşısında; protokolün 3.2.2 maddesindeki kuralı yerine getirdiğinden, imzanın kimlik tespiti yapılan kişiye ait olup olmadığını denetleme şansı olmadığından, eczacı medula ekranındaki bilgiler ile yetinmek zorunda olup, bu hali ile reçetenin sahte olduğunu tespit etme şansı olamayacağı, eczacının sahte reçeteyi düzenleyenler ile fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettiği kanıtlanmadığı için kusurunun bulunmadığı anlaşıldığından, hatalı kurum işleminin iptaline karar vermek gerekmiştir.
Mahkemeye ait karar metni tam aşağıda yer almakta olup tüm eczacılara ithaf olunur….
T.C.
İSTANBUL ANADOLU
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
ESAS NO : 2018/
KARAR NO : 2019/
HAKİM :
KATİP :
DAVACI : ECZANESİ-
VEKİLİ : Av. FİLİZ KILIÇ
DAVALI : SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI
DAVA : KURUM İŞLEMİNİN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 12/10/2018
KARAR TARİHİ : 16/05/2019
YAZIM TARİHİ : 28/06/2019
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılmış olan kurum işleminin iptali istemli davasının mahkememizce yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin ……..Eczanesi'nin sahibi olduğunu, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Süreyyapaşa Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi'nin, 09.10.2018 tarih ve E.13263610 sayılı yazısı ile; hak sahibi bilgisi ve talebi dışında düzenlenen ve muhteviyatı ilaçların hasta veya hasta yakınına teslim edilmeyen bir adet reçete düzenlenerek kuruma fatura edildiğinden bahisle; Türk Eczacılar Birliği ve SGK arasında akdedilmiş olan “Kişilerin Türk Eczacıları Birliği Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin 2016 Yılı Protokolü” m.5.3.5 gereğince 8.356,32 TL cezai şart bedelinin tebliğ tarihi itibariyle ve yine aynı madde gereği 1. Kez yazılı uyarı, aynı protokolün 4.3.6 maddesi gereği kurum zararı 4.178,16 TL'nin ödeme tarihleri itibariyle hesaplanacak yasal faizi ile birlikte tahsil edileceği konusunda bildirim yapıldığını, müvekkilinin, aleyhine yapılan işlemlerden hiçbir şekilde haberinin olmadığını, bilgisi ve görüşüne başvurulmadığını, ayrıca bildirime konu reçete ve hastanın kimliği, reçeteyi alan şahsın belirtilmediğini, müvekkilinin, herhangi bir rapora/ reçeteye müdahalesinin söz konusu olmadığını, mevzuat ve protokol hükümleri gereği usulüne uygun olarak gelen reçeteleri medula sistemine girerek hasta veya yakını olduğunu beyan edene teslim ettiğini, bu nedenle Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Süreyyapaşa Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi'nin 09.10.2018 tarih ve E.13263610 sayılı yazısı ile bildirilen 2016 Yılı Protokolü” m.5.3.5 gereğince 8.356,32 TL cezai şart bedelinin tebliğ tarihi itibariyle ve yine aynı madde gereği 1. Kez yazılı uyarı, aynı protokolün 4.3.6 maddesi gereği kurum zararı 4.178,16 TL'nin ödeme tarihleri itibariyle hesaplanacak yasal faizi ile birlikte tahsil edileceği işleminin haksızlığının tespiti ile iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili kurumun denetim servisi tarafından düzenlenen 18/04/2018 tarih ve 2018/23 sayılı soruşturma raporunda, davacının sahibi olduğu ……Eczanesinin; hasta veya hasta yakınına teslim edilmeyen bir adet reçeteyi kuruma fatura ettiğinin tespit edildiğini, yapılan tespite istinaden 2016 yılı protokolünün 5.3.5 maddesi gereği 8.356,32 TL cezai şart bedelinin tebliğ tarihi itibariyle ve yine aynı madde gereği 1. Kez yazılı uyarı, aynı protokolün 4.3.6 maddesi gereği kurum zararı 4.178,16 TL'nin ödeme tarihleri itibariyle hesaplanacak yasal faizi ile birlikte tahsil edilmesi yönünde ceza uygulandığını, sözleşmeye aykırılık hallerinde, aykırı hareket edenin sorumluluğunun sözleşme hükümlerine göre belirleneceğini, müvekkili kurumun dava konusu kararının hukuka ve protokol hükümlerine uygun olduğunu, haksız açılan davanın reddini savunmuştur.
GEREKÇE:
Davacı tarafın talebi Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Süreyyapaşa Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi'nin, 09.10.2018 tarih ve E.13263610 sayılı yazısı ile; hasta veya hasta yakınına teslim edilmeyen 1 adet reçete tespit edilmesi sebebiyle “Kişilerin Türk Eczacıları Birliği Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin 2016 Yılı Protokolü” m.5.3.5 gereğince 8.356,32 TL cezai şart bedelinin tebliğ tarihi itibariyle ve yine aynı madde gereği 1. Kez yazılı uyarı, aynı protokolün 4.3.6 maddesi gereği kurum zararı 4.178,16 TL'nin ödeme tarihleri itibariyle hesaplanacak yasal faizi ile birlikte tahsil edileceğine ilişkin kurum işleminin iptaline ilişkindir.
Davacı hakkında hasta Mustafa Kökten'e ait 28/08/2013 tarihli IOZDQMR numaralı reçetedeki ilaçların hastaya veya hasta yakınına teslim edilmediği halde kuruma fatura edildiğinin müfettiş denetim servisinin 18/04/2018 tarih ve 23 sayılı raporu ile tespit edilmesi üzerine, 09/10/2018 tarihli yazı ile Türk Eczacılar Birliği ve SGK arasında akdedilmiş olan “Kişilerin Türk Eczacıları Birliği Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin 2016 Yılı Protokolü''nün 5.3.5 maddesi gereği, 8.356,32 TL cezai şart ile bir kez uyarılmasına 4.178,16 TL fatura bedelinin ödeme tarihinden itibaren faizi ile birlikte öncelikle kurumdan olan alacaklarından mahsup edileceğinin yeterli olmaması halinde yasal yollardan tahsil edileceğinin bildirildiği, tespit edilmiştir.
Hasta …………. a ait 28/08/2013 tarihli IOZDQMR numaralı reçetedeki ilaçların hasta veya hasta yakınına teslim edilmediği kimlik tespitinin yapılmadığı belirtilmesine rağmen, dosya içerisine getirtilen 2018/23 sayılı rapor ve ekleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu; 01/09/2013 tarihinde Musa Kökten'e teslim edilerek TC kimlik numarasının yazıldığı ve imzasının alındığı, örnekleri dosya içerisinde mevcut reçete ve eklerinin incelenmesinden sabit olmuştur.
Hastanın ……… nın 17/03/2017 tarihli beyanında 28/03/2013 tarih ve 10ZDQMR sayılı reçetelerin bilgisi ve talebi dışında düzenlendiğini, reçetelerin düzenlendiği sağlık kuruluşlarına gitmediğini, ilaçları teslim almadığını beyan ettiği görülmüş ise de; bu hali ile reçetenin sahte reçete kapsamında olacağı, davacı eczanenin sahte reçeteden sorumlu olabilmesi için reçeteyi düzenleyen ile fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettiğinin kanıtlanması gerekip, davalı taraf bu yönde hiç bir delil sunmamıştır.
Davacı eczane kimlik tespiti yapıp, hasta ile aynı soyadı taşıyan ve TC kimlik numarası reçete arkasına yazılan kişinin hasta yakını olduğu düşüncesi ile ilaçları teslim etmesi karşısında; protokolün 3.2.2 maddesindeki kuralı yerine getirdiğinden, imzanın kimlik tespiti yapılan kişiye ait olup olmadığını denetleme şansı olmadığından, eczacı medula ekranındaki bilgiler ile yetinmek zorunda olup, bu hali ile reçetenin sahte olduğunu tespit etme şansı olamayacağı, eczacının sahte reçeteyi düzenleyenler ile fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettiği kanıtlanmadığı için kusurunun bulunmadığı anlaşıldığından, hatalı kurum işleminin iptaline karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce kurum işleminin hatalı olduğu tespit edilerek iptaline karar verildiğinden, davacının reçetede geçen ilacı alan kişinin kimlik bilgilerini sisteme girerek teslim etmesi sebebiyle kuruma fatura etmesinde yasaya aykırı durum bulunmadığından, kurum işleminin iptali ile davacıdan yapılan tahsilatların dayanağı kalmadığından, fatura bedelininde davalıdan tahsili mümkün olmayacağından, cezai şart ve kesintinin uygulanmasına ilişkin kararın tedbiren durdurulması talebi mahkememizce reddedildiğinden, itiraz üzerine verilen tedbir kararına kadar iptal edilen bildirimden dolayı davacıdan tahsilat yapılmış ise iadesine, karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile; Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Süreyyapaşa Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi'nin 09/10/2018 Tarih ve 40815654-03.03-E.1326360 sayılı 4.178,16 TL kesinti, 8.356,32 TL cezai şart ve bir kez uyarı nitelikli kurum işleminin iptali ile işlemden dolayı davacıdan tahsilat yapılmış ise davacı tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzünde ve tebliğden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/05/2019
KATİP HAKİM
Saygılarımla,
Av. Filiz TOLGAY KILIÇ
05053126583
Sağlık Hukuk | Özel Hastane - SGK Davaları | SGK Eczane Davaları
Bu sitede bulunan her türlü bilgi, yazı ve yapılan açıklamalar bilgilendirme amaçlıdır. Reklam amacı taşımaz. Bu nedenle, haksız rekabet yaratıldığı şeklinde algılanmamalı ve yorumlanmamalıdır. Ziyaretçiler ve Müvekkillerin, Sitede yayımda olan bilgiler nedeniyle zarara uğradıkları iddiası bakımından Hukuk Büromuz herhangi bir sorumluluk kabul etmemektedir.